Hastalıklar 4

                                          K-L-M-N

Kaşıntı
Vücudun herhangi bir yerinde hissedilen ve böcek dolaşıyormuş hissi, hafif yanma ve batma gibi rahatsızlıklarla ortaya çıkan kaşıntıya, tıp dilinde pruritus veya kaşeski denir.

Kaşıntıyı doğuran nedenler çok çeşitlidir. Bunlar şöyle sıralanabilir:

- Sabun, çamaşır tozları ve bazı boyaların neden olduğu kaşıntılar
- Yün veya naylon iyeceklerin neden olduğu kaşıntılar
- Bazı kimyasal maddelerin neden olduğu kaşıntılar
- İstiridye, yumurta, süt, çilek, soğan gibi bazı besinlerin neden olduğu kaşıntılar
- Bazı ilaçların neden olduğu kaşıntılar
- Şeker, karaciğer, böbrek hastalıkları veya löseminin neden olduğu kaşıntılar
- Kurdeşen, egzama, su çiçeği, kızamık, kızıl, kızamıkçık veya deri iltihabının neden olduğu kaşıntılar
- Mantarın neden olduğu kaşıntılar
- Kıl kurdunun neden olduğu kaşıntılar
- İshal veya kabızlığın neden olduğu kaşıntılar
- Sinirlilik ve ruhi sıkıntıların neden olduğu kaşıntılar

Tedavinin ilk şartı, kaşıntıyı doğuran sebebi bulmaktır. Bu arada mümkün olduğu kadar kaşımamaya gayret edilir.

Katarakt
Göz merceğinin bulutlanıp, görmenin bozulmasına halk arasında aksu, akbasma veya göze perde inmesi adı verilir. Çoğunlukla 50 yaşından sonra görülür.

Nedeni göz yaralanması, şeker hastalığı, gözün uzun süre ışığa maruz kalması, damar sertliği veya beze hastalığıdır. Bazen doğuştan da olabilir. En çok rastlananı yaşlılığın neden olduğu katarakttır.

Kekemelik
Daha ziyade erkeklerde görülen bir çeşit konuşma bozukluğudur. Nedeni, ya sinir gerginliği ya da gırtlak çevresindeki kasların ahenkli bir şekilde çalışmamasıdır.

Üzülecek bir durum yoktur. Konuşma bozukluklarını tedavi eden bir uzmanla görüştükten sonra tavsiyelere sabırla uymak ve sonucu beklemek gerekir.

Kellik
Saçlı deride, deriden 2-3 santimetre kadar yüksekte kabuklar şeklinde ortaya çıkan ve bir çeşit mantarın neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın ortaya çıktığı yerdeki saçlar ya tamamen dökülmüş ya da bir iki kıl kalmıştır. Tedavinin ilk şartı, temizliğe çok dikkat etmektir.

Kemik iltihabı
Kemiğin ve iliğin iltihaplanması sonucu ortaya çıkar. Tıp dilinde osteomyelit denir. Nedeni, cerahat yapan mikropların kana karışması veya derideki herhangi bir yaradan dağılan mikroplardır.

Hastalanan kemik, dokunulmayacak kadar hassastır. Hastada, terleme ve titreme görülür. Ağrılar aniden başlar. Vakit geçirmeden tedavi ettirmek gerekir.

Kemik veremi
Uzun kemiklerin son kısmındaki, kemik yapıcı kıkırdakların verem olmasına, kemik veremi denir. Kalça, diz kapağı oynakları ve bazen de omurlarda görülür.

Nedeni veremin ikinci devresinde, verem basillerinin kan damarları aracılığıyla bütün vücuda yayılmış olmasıdır. Hastada baş ve eklem ağrıları görülür. Kemiklerinde yaralar ve delikler açılır.

Ateşi de, inip çıkar. Vakit geçirmeden tedavi edilmesi gerekir. Doktorun tavsiyelerine uyulur, verdiği ilaçlar kullanılır.

Kemik yumuşaması
Kemiklerin zamanla yumuşayıp, kırılabilir hale gelmesiyle ortaya çıkan bu hastalığa tıp dilinde osteomalasi denir. Nedeni, kalsiyum veya D vitamini eksikliğidir.

Kırıklar
Çarpma, vurma, düşme veya bunlara benzer bir kaza sonucu meydana gelen kırıklar, kapalı ve açık kırıklar olmak üzere ikiye ayrılır.

Kemikler ya bir yerinden basit bir şekilde ya da birkaç yerinden kırılıp, parçalanırlar. Kemik kırılan yerde, şiddetli ve şişkinlik meydana gelir.

Kırılan yer, elle yoklandığı zaman birtakım tıkırtılar duyulur. Bazen de, kırılan kemikler, kasları, etleri ve deriyi delerek dışarı fırlayabilir.

Kemik kırıklarında yapılacak ilk iş, kemik uçlarını karşı karşıya getirerek, kıpırdamayacak şekilde sıkıca sarmaktır.

Kısırlık
Erkek veya kadının döl vermemesi haline, halk arasında kısırlık, tıp dilinde ise sterilite denir. Nedenlerini, erkek ve kadında ayrı ayrı incelemek gerekir.

- Erkeklerde KısırlıkNormal cinsel ilişkide bulunmayan veya menisi olmayan erkeklere kısır denir. Psikolojik etkenler, iktidarsızlık, erkek uzvunda görülen şekil bozukluğu, gereği gibi tedavi edilmemiş belsoğukluğu, yumurtaların yerlerine inmemiş olması, kabakulak hastalığı sırasında husyelerin iltihaplanmış olması kısırlığı doğuran en başta gelen nedenlerdendir.

- Kadınlarda Kısırlık
Cinsi münasebetlerin, hamile kalma ihtimalinin çok az olduğu zamanlarda yapılması, fallop borularının tıkalı olması, döl yatağında görülen hastalıklar, hormon salgılarının yetersiz olması, rahim veya dış üretim organlarında görülen şekil bozuklukları, şeker hastalığı veya tiroid bozuklukları, beden yorgunluğu, sinir bozukluğu en başta gelen nedenlerdendir.

Çocuk sahibi olmayan eşlerin, tepeden tırnağa kadar muayene olup, gerçek nedenleri, tespit ettirmeleri gerekir.

Kızamık
Daha ziyade 3-10 yaşları arasında görülen bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp dilinde morbilli denilen bu hastalığın nedeni, bir çeşit virüstür. Kızamıklı hastanın tükürük damlacıkları aracılığı ile sağlamlara da bulaşır.

Bu nedenle, kızamık lekeleri kaybolduktan sonraki 10 gün içinde de hastayı, sağlıklı kimselerle görüştürmemek gerekir.

Hastalık mikrop alındıktan sonra 10 gün içinde orataya çıkar. Hastanın gözleri kızarır, burnu akar, hapşırır, öksürür. Ateş yükselir. Baş ağrılarından şikayet eder. Kuvvetli ışıktan rahatsız olur.

Bu belirtilerden aşağı yukarı 4 gün sonra küçük kırmızı ufak lekeler görülmeye başlar. Bunlar grup halindedir. Bu dönemde dudaklarda kuruluk ve dilde paslanma dikkati çeker.

Bir süre sonra da kızamık lekeleri yüzün her tarafına, boyuna, göğse, kollara, karına, ve bacaklara yayılır. Bu dönem 3-4 gün devam eder. Sonra ateş yavaş yavaş ya da birdenbire düşerek belirtiler kaybolur.

Hastanın odası güneş görmeli ve çok temiz olmalıdır. Oda ısısı 18-20 derece arasında tutulmalı, günde en az iki kere havalandırılmalı ve hastanın üşütmemesi için azami dikkat gösterilmelidir. Ayrıca, hastanın ağız, burun ve beden temizliğine özen gösterilmelidir.

Bunlara dikkat edilmediği takdirde hastalık, zatürree, bronkopnömoni, zatülcenp, ortakulak iltihabı veya ensafalit gibi tehlikeli hastalıklara neden olabilir.

Kızamık geçirenler, bağışıklık kazanıp bir daha kızamık olmazlar. Ayrıca çocuklara 2 yaşında yaptırılacak kızamık aşısı da bağışıklık sağlar.

Kızamıkçık
Deri döküntüleri, hafif ateş ve hafif nezle ile ortaya çıkan Alman kızamığı da denilen bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp dilinde, rubella denir. Daha ziyade çocuklarda görülür. Ancak, hamile kadınların da, gebeliğin ilk üç ayı içinde kızamıkçık olma ihtimali vardır.

Bu durumda, ana rahmindeki cenin de etkilenir.
Hastalık, havadaki zerreciklerle bulaşır. Kuluçka devresi, çoğunlukla 17 gündür. Hastanın vücudunda pembe, düz lekeler görülür. Bazen boynun arka tarafındaki bezler de şişer.

Tedavi için kullanılacak özel bir ilaç yoktur. Hastalık genellikle 4 gün içinde geçer. Bu süre içinde hastanın odasını ayırmak ve sağlam kimselerle görüştürmek gerekir. Kesin istirahat da şarttır.

Kızıl
Kendine has bir deri döküntüsü ve boğaz ağrısı ile ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp dilinde scarlatina denir. Nedeni, bademciklere yerleşen bir çeşit mikroptur.

Hastalık aniden ortaya çıkan baş ağrısı, titreme, boğaz yanması, bulantı, ve havale ile başlar. Ateş yükselir. Nabız hızlanır ve bademcikler de şişer.

Bu belirtilerin ortaya çıkmasından çok kısa bir süre sonra, ağız çevresi hariç vücudun diğer yerlerinde kırmızı lekeler belirir. Dilin üstü de beyaz bir tabakayla kaplanır. Bu tabaka 3 gün sonra kalkar ve dil ağaç çileği görünümünü alır. Hastalık en fazla 6 hafta içinde geçer.

Bulaşmayı önlemek amacıyla, hastanın odası ayrılır. Başkaları ile görüşmesi engellenir. Odası sık sık havalandırılır. Sulu ve sindirilmesi kolay yiyecekler verilir.
İyi tedavi edilmezse böbrek iltihabına neden olabilir.

Kloroz
Bir çeşit kansızlıktır. Kanda hemoglobin miktarının azalması, bu duruma neden olur. Çarpıntı, halsizlik, nefes darlığı, yüzde solgunluk ve ayak bileklerinde şişme görülür.

Kolera
Kolera vibriyonu denilen mikropların meydana getirdiği en tehlikeli bulaşıcı hastalıklardan biridir. Daha ziyade, su, kanalizasyon ve tuvalet durumu elverişli olmayan çevrelerde görülür.
Kolera mikrobu içme sularına karışan sularla yayılıp, salgın haline gelir.

Ayrıca hastaların dışkısı, kusmuğu ile bulaşır. Kolera mikrobu bulaşmış yiyecek maddeleri de hastalığın yayılmasına neden olur. Korunmak için, meyve ve sebze bahçeleri hiç bir zaman lağım suları ile sulanmamalıdır. Lağım sularının, içme sularına karışması engellenmelidir.

Yiyecek ve içecekler sinek, böcek ve fare giremeyecek yerlerde saklanmalıdır. Yemeklerden önce ve tuvaletten çıktıktan sonra eller mutlaka sabunlu suyla yıkanmalıdır.

Kör çıban
Özellikle sırt, ense veya yüzde meydana gelip, kıl diplerinin iltihaplanmasıyla beliren bir çeşit çıbandır. Küçük, kırmızı ve sert bir şişliktir. Büyüdükçe, ağrı artar, fakat çoğu zaman baş verme görülmez. Kör çıbanları kesinlikle sıkmamak ve kurcalamamak gerekir.

Kramp
Kaslarda, şiddetli bir ağrı ile beraber istek dışı meydana gelen kasılmalara kramp denir. Çoğunlukla yorgunluk, fazla terleme ve ishalden sonra görülür. Atardamar hastalıkarından kaynaklanan kramplarda mutlaka bir doktora başvurmak gerekir.

Kuduz
Kuduz hayvanın ısırması ve salyasının insan vücudundaki herhangi bir sıyrıktan girip, kana karışması sonucu ortaya çıkan bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır. Tıp dilinde rabies veya hydrophobia denir.

Kuduz virüsü, vücuda girdikten sonra sinir sistemine yerleşerek, beyne kadar gelir ve orada iltihap yapar. Bu iltihaplanma, ısırıldıktan sonra geçen 7 ila 60 gün arasında meydana gelir.

Bu nedenle kuduz aşısının bu süre içinde yapılması gerekir. Kuduz belirtileri ortaya çıktıktan sonra yapılacak kuduz aşısı ile kuduz serumunun kıymeti yoktur.

Kuduz hastalığının başlangıcında, yorgunluk, durgunluk, sinir bozukluğu, baş ağrısı ve kalpte sıkışma görülür. Hasta yerinde duramayacak kadar sıkıntılıdır.

Bir süre sonra boğaz ve solunum yollarındaki kramplar başlar. Bu dönemde sudan da korkmaya başlar. Kuduz şüphesi olan bir hayvan ısırdıktan sonra ısırılan yerden bol kan akıtılır. Sonra oksijenli suyla yıkanıp, tentürdiyot sürülür. Bu işlem sık sık tekrarlanır.

Kulak ağrısı
Kulak ağrısı başka bir hastalığın belirtisidir. Kulak borusu zarı iltihabı, kulak nezlesi, ortakulak iltihabı, kulak yolundaki çıban, boyun bezeleri, yüz nevraljisi, bademcik iltihabı veya çene mafsalındaki hastalık, kulak ağrısına neden olabilir. Bu nedenle doktora başvurmak gerekir.

Kulak akıntısı
Dış veya ortakulak iltihabından kaynaklanır. Akıntı azsa, dışkulak iltihabı, koyu sarıysa ortakulak iltihabı düşünülür.

Mastoid iltihabının neden olduğu akıntı ise, krem kıvamında olup, çoktur. Kulaktan kanlı akıntı gelmesi, kulak zarının delinmiş olması veya kafatası kırığından kaynaklanabilir. Doktora başvurmak gerekir.

Kulak çınlaması
Kulak çınlaması, kulak uğultusu veya kulak vızıltısına, tıp dilinde tinnitus denir. Çok çeşitli nedenleri vardır. Bunlar arasında, kulak kiri, içkulak iltihabı, ortakulak iltihabı, menier hastalığı, ateşli hastalıklar, yorgunluk, zafiyet, bazı ilaçlar, yüksek veya düşük tansiyon sayılabilir. Bu nedenle doktora başvurmak gerekir.

Kulak iltihabı
Ortakulakta veya kulak arkası kemikte görülür. Vakit geçirilmeden doktora başvurmak gerekir.

- Ortakulak İltihabı
Bademcik veya gırtlakta meydana gelen iltihaplar grip, kızamık, kuşpalazı, kızıl gibi hastalıklar ortakulağın iltihaplanmasına neden olabilir. Hastada, yüksek ateş ve kulak ağrısı görülür. Kulağa sıcak pansumanlar yapmak, ağrıları dindirir.

- Kulak Arkasındaki Kemiğin İltihabı
Nedeni, genellikle ortakulaktaki iltihabın, kulak arkasındaki kemiğe doğru yayılmış olmasıdır. Hastada ateş, kulak ağrısı, koyu kulak akıntısı, halsizlik görülür. İşitme azalır. Çaresi ameliyattır.

Kulak kiri
Dışkulak borusundaki ufacık bezler; kulak kiri adı verilen hafif sarımtırak yağlı bir madde salgılarlar. Bu salgı fazla olduğu zaman, dışarıya atılamayıp kulak içinde kuruyacak olursa, bir tıkaç meydana getirir ve kulak zarını etkileyerek rahatsızlık verir.

Dışkulak borusu, kulak kiri ile tamamen kapanacak olursa, uğultu, çınlama gibi arızalara neden olur. Tamamen tıkanmış boru, ancak doktor tarafından açılabilir.

Kulunç ağrısı
Şiddetli ağrılara ve özellikle kalınbağırsak kaslarının kasılması sonucu meydana gelen ve omuz başlarında hissedilen ağrılara, halk arasında kulunç denir.

Kurdeşen
Tıp dilinde Ürtiker denilen kurdeşen, bir çeşit alerjidir. Ciltte aniden başlayan ve birkaç saat süren dayanılmaz kaşıntılarla kendini gösterir. Ciltte görülen küçük, kırmızı kabarcıklar, bir süre sonra şişebilir.

Bu belirtiler, bazen çok kısa zamanda geçer, bazen de uzun süre devam eder. Nedeni, böcek veya arı sokması, bozuk yiyecekler, bazı yiyecekler, bazı ilaçlar veya aşırı derecede heyecanlamadır.

Kusmak
Midenin içindekilerini, elde olmayarak ağız yolu ile dışarı atmaya kusmak, kusulan şeye de kusmuk denir. Kusmanın bir çok nedeni vardır. Örneğin, zehirli, bozulmuş yiyecekler, içki, gastrit ve ülser gibi mide hastalıkları, bazı besinlere karşı hassasiyet, bazı ilaçlar, kanser, mide kanaması, mide fıtığı, sinirlenme, migren, araç tutması, zehirlenme, kansızlık, sarılık, tiroid hastalıkları, hamilelik ve çocuklarda kabakulak, bademcik veya bağırsak hastalıkları sırasında kusma görülür.

Tedavinin ilk şartı, kusmanın nedenini belirlemektir. Tedavi nedene göre yapılır. Hasta kustuktan sonra, sırt üstü yatırılır. Birşey yedirilmez. Bir bardak buzlu su, yudum yudum içirilir.

Kuşpalazı

Difteri de denilen bu hastalığa tutulanlarda yutkunma zorluğu, ses kısıklığı, nefes darlığı, kuru öksürük, yüzde morarma, bademcikler üzerinde kurşuni beyaz renkte bir zar, boğaz ağrısı, boyun bezlerinde şişlik, iştahsızlık, kol ve bacaklarda ağrılar görülür. Ateş 38-40 derece arasındadır. Nabız süratlidir.

Hastalık başlangıcında teşhis edilip, hastanın nefesi tamamen kesilmeden müdahale edilmezse, ölümle sonuçlanır. Bulaşıcı bir hastalıktır. Hastanın bulunduğu yerdeki havaya yayılan mikroplarla bulaşır.

Korunmak için en iyi çare difteri aşısı yaptırmaktır. Vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.

Bu çeşit ağrıların bazıları sabit, bazıları da gezici ağrı şeklindedir. Kalınbağırsağın kasılmasından kaynaklanan bu çeşit ağrılara, tıp dilinde kolik denir.

Kum sancıları
Böbrek kumlarını dökmek ve onların neden olduğu sancıları gidermek için, perhiz yapmak ve bol bol su içmek çok faydalıdır. 

Loğusa humması
Bazı loğusalarda görülen ciddi bir hastalıktır. Halk arasında albastı denir. Nedeni, üreme organı yollarında iltihaplanma, doğum esnasında temizliğe yeteri kadar önem verilmemesi veya idrar yollarının iltihaplanması olabilir.

Doğumdan 3 veya 7 gün sonra ateş yükselir. Karnın alt bölümünde yumuşaklık hissedilir. Akıntı fazlalaşır ve loğusa genel bitkinlikten şikayet eder. Doktora başvurmak gerekir.

Lösemi
Halk arasında kan kanseri denilir. Kandaki alyuvarların aşırı derecede çoğalması sonucu meydana gelir.

Lumbago
Sırtın aşağı kısmında hissedilen çok şiddetli ağrıya lumbago denir. Belirtileri çeşitlidir. Mesela, hasta otururken, bir yerden kalkarken, eğilerek bir iş yaparken sırt bölgesinde şiddetli ağrılar hisseder.

Ağrı belirtili bir noktadan başlayıp, kasıklara ve kalçaya doğru yayılır. Hastalığın belirli bir nedeni olmamakla beraber, bağların ve kasların fazla gerilmesi, disk kayması veya bel kemiği ile kalça kemiği arasındaki eklemlerin fazla zorlanması nedenler arasında sayılabilir.

Tedavinin ilk şartı istirahat etmektir. Ayrıca sırta sıcak su torbası koymak ve masaj yapmak da çok faydalıdır.

Mide tembelliği
Midenin besinleri gereği gibi ve normal sürede hazmedememesine mide tembelliği bir başka ifadeyle mide zafiyeti denir.

Nedeni, midede asit fazlalığı, mide kaslarının zayıflamış olması veya midenin hazım için gerekli olan salgıyı yapamamasıdır.

Mide ülseri
Midenin iç yüzündeki belirli bir kısmın aşınması sonucu meydana gelen yaraya mide ülseri denir.

Sinir bozukluğu, midede asit fazlalığı, zamanında ve iyi tedavi edilmeyen gastrit, mide zafiyeti, karaciğer yetersizliği veya safra azlığı, kalp hastalıkları, sindirilmesi güç yiyeceklerin aşırı derecede kullanılması, haddinden fazla sigara, çay, kahve veya asit yapıcı meşrubat içmek, alkol kullanmak veya bazı ilaçların uzun süre kullanılması mide ülserini doğuran nedenler arasındadır.

Hastalığın başlangıcında mide ekşimesi ve ağırlık hissi vardır. Hastanın ağzına, sık sık ekşi su gelir. Tat alma duygusu hafiflemiştir, dil paslıdır, hastanın rengi solmuştur.

Karnın üst kısmına bastırılınca, acıma hissedilir. Bu belirtiler ortaya çıktıktan sonra; en kısa zamanda tedaviye geçilmezse; yemeklerden 2-3 saat sonra sırta doğru yayılan şiddetli mide ağrıları başgösterir.

Baş dönmesi ve terleme de görülür. Bu devrede, kusma ile bir miktar kan da görülebilir. Bazı kimselerin büyük abdestleri katran gibi olur. Bu işaretler, ülserin ilerlemiş olduğunu gösterir.
Mide ülseri, bilhassa ilk bahar ve son bahar aylarında, çok rahatsız edici bir hal alır. Ağrı ve kanamalar artar.

Mide ülseri, başlangıcında teşhis edilip de tedaviye başlanılacak olursa, telaşlanmaya ve korkmaya gerek yoktur. Bu durumda yapılacak ilk iş, üzüntüye kapılmamak, aksine bütün üzüntülerden sıyrılmaya gayret sarfetmektir.

Sonra tedaviye yardımcı olmak amacıyla aşağıdaki hususlara kesinlikle uymak gerekir.

- Tedavi süresince istirahat edin
- Yemeklerinizi, her gün belirli saatlerde yiyin
- Bağırsaklarınızın düzenli bir şekilde çalışmasını sağlayın
- Sigara, çay, kahve ve alkolü bırakın
- Diş sağlığına önem verin
- Süt ve sütlü yiyecekler, yumurta, kızarmış ekmek, tereyağı, pelte ve haşlanmış balık, sebze püreleri ve patates yemeğini sofranızdan eksik etmeyin.

Mide yanması
Göğüs kemiğinin arka tarafında hissedilen yanma ile kendini gösterir. Nedeni midede fazla miktarda asit bulunmasıdır.

Migren
Halk arasında yarım baş ağrısı diye bilinen ve soğuk bir terleme ile birlikte gelip, başın ve yüzün yarısını kaplayan özel bir baş ağrısıdır. Ağrılar bazen dayanılmayacak kadar şiddetli olur. Birkaç dakika sürebileceği gibi saatlerce hatta günlerce devam eder.

Migren, herhangi bir hastalığın belirtisi olabildiği gibi, belirli bir neden olmadan da görülebilir. İrsi olanlar da vardır.
Başın yarısında zonklamalar, bulantı ve bazen kusma görülür.

Gözünün önünde siyah benekler, bulanık lekeler, uçuşur. Bazı kimseler, konuşmakta da zorluk çekerler.

Ağrı geldiği zaman, karanlık bir odada sırt üstü yatmak oldukça etkilidir. Ayrıca, hazımsızlığı önlemek, haftada iki kere ılık banyo yapmak, sebze yemek ve kahve, çay, sigara, içki, gibi zararlı şeyleri terk etmek gerekir.

Miyopluk
5 metreden daha uzağı yeteri kadar görememeye miyopluk denir. Nedeni, göz kaslarının yorulmuş ve kuvvetlerini kaybetmiş olmasıdır. İrsi olanları da vardır.

Nasır
Daha ziyade el ve ayağın sürekli olarak sürtünmelere uğrayan noktalarında üst derinin kalınlaşması ve sertleşmesi ile meydana gelen ve basılınca ağrı veren sertleşmiş deri tümseğine nasır denir.

Nedeni, nasırlaşan bölgeye yapılan basınç ve sürtmedir. Ayakta görülen nasırlara çoğunlukla sıkı ayakkabılar neden olur.

Nefes darlığı
Tıp dilinde dispne denilen nefes darlığı önemli bir hastalığın belirtisi olabilir. Spor yaptıktan, koştuktan veya yorucu bir iş yaptıktan sonra nefes darlığı normal sayılabilir.

Ancak ortada neden yokken nefes darlığından şikayet etmek mutlaka üzerinde durulması gereken bir konudur. Çünkü kansızlık, kalp hastalıkları, mide hastalıkları, bronşit, tiroid bezinin büyümesi, akciğer hastalıkları, zatürree, astım, zehirlenme, şişmanlık, nefes darlığına neden olabilir.

Nefes darlığından şikayet edenlerin sigarayı kesinlikle bırakmaları, ağır yemekleri de terk etmeleri gerekir.

Nefes kokusu
Tıp dilinde halitosis denilen nefes kokusunun nedenleri çeşitlidir. Genellikle aşağıdaki nedenlerden kaynaklanır.

- Hazımsızlık, geğirme, kokulu yiyecekler, alkol ve bazı ilaçlar
- Burun veya sinüz hastalıkarı
- Çürük dişler, ağız yaraları veya bademcik iltihabı
- Kusma veya uzun süreli perhizler

Diğer taraftan şeker hastalığı, kansızlık ve ateşli hastalıklar sırasında da nefes kokusu hissedilir.

Herşeyden önce, ağız temizliğine çok dikkat etmek gerekir. Çürük dişler tedavi ettirilmeli, yenilen ve içilen şeylerin kokusuz olmasına dikkat edilmelidir. Hergün temiz havada yürümek de faydalıdır. Kısa sürede geçmeyen nefes kokularında bir doktora başvurmak gerekir.

Nefrit
Böbreklerin çalışmasında görülen bir bozukluktan kaynaklanır. Bu durumda idrara protein karışır. Tıp dilinde bright hastalığı da denir. 3 çeşidi vardır.

- Akut Nefrit
- Müzmin Nefrit
- Subakut Nefrit

Nefritin bütün çeşitlerinde yatak istirahatı şarttır. Üşütmemeye dikkat etmek ve bele kuşak sarmak da gerekir. Ayrıca çıkan idrar miktarından çok su içilir.

Nevralji
Sinir ağrısına tıp dilinde nevralji denir. Bilhassa, yüzde ve başta hissedilir. Ama vücudun diğer taraflarında da bulunabilir. Nedeni soğuk algınlığı, şeker hastalığı, damar sertliği, veya ağrı yapan sinir yakınında meydana gelen herhangi bir hastalıktır.

Nevrasteni
Zihin ve vücudun aşırı derecede yorgun düşmesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Üzüntü, sıkıntı, endişe, yeteri kadar dinlenmeye vakit ayırmadan uzun süre çalışmak, bazı mikrobik hastalıklar ve sinirleri uyarıcı ilaçları uzun süre kullanmak nevrasteni için gerekli olan zemini hazırlar.

Kişi gerçekte hasta olmadığı halde bazı organlarının hastalığından yakınır. Çabuk yorulur, çabuk sinirlenir, huzursuzdur, baş ağrıları vardır. Bazen de gözlerinin iyi görmediğini söyler.

Dikkatini toplayamaz, uykuları da normal değildir. Cinsel ilişkide başarılı olamadığını, hazımsızlık çektiğini, vücudunun her yerinin ağrıdığını söyler.

Tedavi amacıyla, ılık duş almak, istirahat etmek, vakit buldukça açık havada dolaşmak, günlük sıkıntılardan uzaklaşmaya çalışmak, hazmı güç şeyler yememek, kahve ve sigarayı terketmek gerekir.

Nezle
Burun içindeki ince zarın, üst solunum yollarının virütik iltihaplanmasıdır. Nezle bulaşıcıdır.
Hastada burun akıntısı, hapşırma, boğaz ağrısı, baş ağrısı, öksürük bazen de ateş görülür. 1-15 gün devam eder. İyi tedavi edilmezse müzminleşir. Tedavinin ilk şartı istirahat etmek ve kalabalık yerlerden uzak kalmaktır.

Nikris hastalığı
Halk arasında gut veya damla hastalığı tıp dilinde ise podagra denir. Özellikle fazla içki içen ve fazla kırmızı et yiyenlerde görülür. Daha fazla erkeklerde rastlanır.

El, ayak başparmağı, diz ve dirseklerde şişkinlik meydana gelir. Ağrı da vardır.

Buraları dokunulmayacak kadar hassaslaşmıştır. Ateş 39,4 dereceye kadar yükselir. Tedavinin başarılı olması için mutlaka yatak istirahati gerekir. Gıda rejimi uygulanır.

Acılı, tuzlu, sirkeli ve şekerli yiyecekler terkedilir. Alkol ve sigara bırakılır. Dana, koyun ve kuzu eti yenmez. Diğer etler, yağ, nişastalı yiyecekler mümkün olduğu kadar azaltılır. Şeker yerine bal kullanıllır.

Az patates, yağsız beyaz peynir, yağsız süt, yoğurt, enginar, havuç, kereviz, kiraz, lahana, fasulye, zeytin, maydanoz, armut, çilek, erik, kara turp, üzüm, domates, ve pırasa yenilebilir. Ayrıca mümkün olduğu kadar çok limon suyu içilir.

Anadolu Aslanı
 
TAKVİM
 
Sitene Ekle
HAVA DURUMU
 
TÜRKİYE
 
www.AWSurveys.com
 
 
[center]Emяe ArsLaп | 
[center] Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol